Hayalimdeki otomobili bulamadım üretmeye karar verdim


Hayalimdeki otomobili bulamadım üretmeye karar verdim
Ferdinand Porsche'nin bugünün en itibarlı markalarından birine adım atmasındaki kararlılığı bu sözlerle özetlemek mümkün. Ancak, Almanların iki dünya savaşı şartlarına rağmen nasıl olup da en iyi otomotiv üreticilerini çıkarabildiğini, dünyanın en çok satılan otomobillerinden biri olan VW Beetle (kaplumbağa)'ı ve tabii ki Porsche efsanesini tanıyabilmek için Stuttgart'ta geçen hafta açılan müzeyi görmeniz gerekiyor!

Merkeze 15-20 dakika uzaklıkta bulunan Zuffenhausen'daki müze, güncel Porsche modellerinin üretildiği fabrikanın yanı başına inşa edilmiş. İçinde bulunan araçların bedeli hariç, 100 milyon Euro harcanarak ortaya çıkarılan müze aynı zamanda 1938 yılında Porsche tasarım ofisinin Stuttgart şehir merkezinden taşındığı yerde.

Ferdinand Porsche, kendi markasıyla otomobil üretimine soyunmadan önce Alman Daimler, Mercedes gibi üreticilerde yöneticilik yapan, sonrasında bu markalar için araçlar üreten bir mühendis. Onu dünya çapında üne kavuşturan ise İkinci Dünya Savaşı öncesi geliştirdiği Beetle modeli oluyor. Ardından İkinci Dünya Savaşı yılları ve sonucunda Almanya'nın hezimeti. Ancak savaşın bitmesinin üzerinden 3 yıl geçtiğinde yani 1948'de Porsche kendi markasıyla yola çıkan ilk otomobil olarak 356/2 modelini üretiyor. Yenilgiyle biten büyük bir savaşın hemen ardından bugün bile etkileyici duran bir otomobile imza atabilmek önemli olmalı. El yapımı ve üstü açık (roadster) olan bu otomobilden 52 adeti yollarla buluşurken iki yıl içinde coupe versiyonu da günyüzüne çıkıyor. Ardından diğer modeller gelmeye başlıyor. Amerika'ya da açılan Porsche 1956 yılında 10 bininci otomobile müşteri buluyor.

Porsche'yi spor otomobil üreticileri arasında yaygın hale getiren 911 serisi ilk kez 1963 yılında üretilmeye başlıyor. Bu noktada ilginç bir isim kapma yarışı öne çıkıyor. Zira marka bu seriye 901 adını vermek istese de Peugeot'nun daha önce bu ismi üzerine kaydettirmesi 911 adının çıkmasına sebep oluyor. 911 serisi zaman içinde Coupe, Targa, Carrera gibi açılımlarla gücüne güç katıyor.

Bu arada her şirket gibi Porsche'nin tarihinde de şaşırtan tasarımlar var; 1989 yılında Porsche'nin 80. yaşgünü için hazırlanan turkuaz renkli Boxster, 1994 yılında Çin'e adım atmak için tasarlanan ancak kötü tasarımı değil Çin'in o yıllardaki kapalı ekonomisi nedeniyle izin alınamayan C 88 konsepti bunlar arasında.

Spor otomobil üreticisi kimliği tam oluşmamışken 1953 yılında Alman ordusu için geliştirilen Type 597 konsepti, hem karada hem de suda gidebilecek amfibik özelliği ile dikkat çekiyor. Porsche aslında devrin ihtiyaçlarına cevap vermeyi bilen bir marka; 1959 yılında başlayan traktör üretimi 1963'e kadar 25 beygir gücündeki dizel motorlarla devam etmiş ve tam 120 bin adet Porsche traktör tarla sürmüş.

Birbirinden değerli 82 orijinal aracın bulunduğu müzede tarih yolculuğuna sadece Porsche markalı araçlar değil Ferdinand Porsche'nin daha önce başka markalar için yaptığı araçlar ve Type 64 adı verilen ve ünlü Berlin-Roma yarışı için 1939'de geliştirilen konsepti de bulunuyor. Geçmişten günümüze Le Mans başta olmak üzere yarışlarda kendini ispatlayan modellerden yaklaşık 30 yıl önce geliştirilen bin beygir gücündeki motora kadar müzede farklı birçok teknolojiye tanıklık etmek söz konusu. Dışarıdan askıda duruyormuş gibi bir tasarım sergileyen Porsche müzesi, ilk 4 günde 9 bin ziyaretçiyi ağırladı. Yılda 200 bin ziyaretçinin gelmesi beklenen müzeye giriş fiyatı 8 Euro.

0 yorum:

Yorum Gönder